BİTKİLER ARASI HABERLEŞME- COMMINICATION BETWEEN PLANTS
Bir ağaç zararlı böcekler tarafından zarar görmeye başladığı zaman yaydığı kimyasal koku ile diğer ağaçları bu durumdan haberdar eder. Buna göre çevredeki diğer ağaçlar bu böceklerin saldırısına uğramamak için, böcekleri kendilerinden uzakta tutacak bir kimyasal madde salgılarlar. Aşağıda bitkilerin kendi bünyeleri içinde ve aralarında haberleşmede aracı olarak kullandıkları sinir hücreleri görülmektedir.
Bitkiler ile insanlar arasında da bilinen haberleşme, kainattaki her sistemin bir başka üst sistemin alt sistemi olarak doğal bir haberleşme içerisinde bulunmalarını gayet doğal karşılamamıza neden olmaktadır. Eğer öyle olmasaydı; evrende bugün hakim olan denge kesinlikle bir kaosa dönüşürdü.
Her şeyin çekirdeğini teşkil eden atomlar arasındaki haberleşme konusunda yapılan bilimsel çalışmalar da bugün gelinen noktada herhangibir şüpheye yer vermeyecek bir kesinliğe ulaşmıştır. Ağağıda görülen görüntü, bir araya getirilen 2 atom veya atom gruplarına ait bilgilerin bu atomların birbirlerinden ayrıldıkları vakit, yer ve zaman şartlarından bağımsız olarak (evrende nerede bulunurlarsa bulunsunlar veya birbirlerinden farklı zaman evrelerinde bulunsunlar fark etmez şekilde) birbirleri ile haberleştiklerini göstermektedir.
Her şey bir üst sistemin alt sistemidir. Her şey birbirleri ile haberleşerek düzenin devamına katkıda bulunmaktadır. Bugünkü bilinen manası ile cansız bir şey yoktur; her şey tek tek veya birlikte hareket halinde ve birbirleri ile haberleşen, mantıkları ile hareket etmekte ve biz insanlar gibi bazen öngörülebilir ve bazen de öngörülemez bir şekilde davranmaktadır.
Beynimiz bedenimizin bir üst sistemidir. Bedenimiz ile beynimiz arasındaki iletişim hücre düzeyindedir. Her hücre ait olduğu dokunun, her doku ait olduğu organın, her organ ait olduğu bedenin, her beden ait olduğu beynin bir alt sistemidir. Vücudumuzdaki tüm düzen aynen bitkiler veya atomlar arasındaki haberleşme gibi hücreler arası haberleşme ile sağlanmaktadır.
Hücreler proteinle vasıtasiyle birbirleri ile haberleşir. Beyin bir tehlike ile karşılaştığında hipotalamus ve hipofiz bezi kanalı ile dolaşım sistemine ve sinir sistemine ilettiği sinyallerle, böbrek üstü bezlerine gerekli sinyalleri gönderir. Böbrek üstü bezleri ürettiği hormonlarla bu tehlike hakkındaki bilgiyi tüm vücuda anons etmiş olur. Her hücre tipi bu anonsa vücutta üstlendiği göreve göre farklı bir hareket şekli ile cevap verir. Örneğin tehlikeli bir şey gördüğümüzde böbrek üstü bezlerimizden adrenalin hormonu salgılanır. Göz bebeklerimiz daha iyi görmek için büyür, tüylerimiz diken diken olur, ter bezleri çalışır, terleriz, tansiyonumuz yükselir, nabzımız vücudumuza daha çok kan pompalamak için daha hızlı atmaya başlar, akciğerlerimiz kana daha fazla oksijen vermek için genişler.
Böbrek üstü bezlerden karaciğere giden sinyaller, karaciğerin yağ asidi salgılamasına bunun da kaslara enerji takviyesinde kullanılmasına yol açar.
Astım atağında haberleşme proteini akciğerdeki bronşların daralmasını sağlarken, astım karşıtı ilaçlar hücrelere bronşların genişlemesini söyler.
Tip I gizli şekerde, pankreas insülin üretemez. kanda insülin yoktur, insulin hormonu kullanılarak hücrelerin şekeri kullanması sağlanır. İnsülin yetersiz olduğu durumlarda kanda şeker yükselir.
Tip II şeker hastalığında, vücutta insülin vardır, ancak hücre bu insülini taşıyan proteinin içeri giriş parolasını! tanımaz ve kanda şeker yükselir.
ağağıdaki link vücuttaki haberleşme konusunda size daha görsel bir şölen sunacaktır.
http://learn.genetics.utah.edu/content/cells/cellcom/
Ölüm anında beyin hücrelere ölüyoruz bilgisini göndermeden önce hiç bir hücre ölmez. Bu bilgiyi alan hücreler son hazırlıklarını yaparak ölüm sürecini başlatırlar.
İşte bu sebeple kalp krizi geçiren hastalar, beynin ölüm emrini vermede acele etmemesi için, düşük oksijen ve düşük ısı altında tutularak zaman kazanılır.
Siz de doktor müdahalesi başlayıncaya kadar zaman kazanmak için bir yakınınız yanınızda kalp krizi geçirirse bu bilgiyi hatırınızda tutarak davranınız.
Aşağıdaki link bir ışığın, nitrik oksidin, sitokinin ve hormonun cilt kanseri oluşması için nasıl bir haberleşme etmeni olduğunu göstermektedir.
http://learn.genetics.utah.edu/content/cells/signals/
Hücreler arasındaki haberleşme çok kötü bozulduğu zaman, hücreler öl mesajını alamadıkları için başı boş büyür ve kanser oluşur.
Hücreler arası haberleşmenin kontrolü kanserin önlenmesinde çok önemli bir yer tutar.