KALP ÇARPINTISI, KANSER, MS, HAMİLELİK, BUNAMA, YORGUNLUK, OBEZİTE DÂHİL BİNBİR DERDE DEVA VİTAMİN: D VİTAMİNİ
VITAMIN D AS EFFECTIVE PANACEA OR ALL-CURE INCLUDING CANCER, MS, PRAGNANCY, ALZHEIMER.
Sevgili Okurlarım,
D vitaminin vücudumuzda kullanılabilmesi için mutlaka güneşe çıkmamız gerekmektedir. Yani vitamin D, C vitamini gibi dışarıdan alınmaz, vücut güneş ışığı altında bunu kendisi üretir. Dışarıdan alınan vitamin D, ancak güneş ışığı altında yararlı (aktive edilmiş) vitamin D’ye dönüşür (calcitriol).
Yapılan araştırmalara göre, yaşlı olup da güneşlenemeyen veya inancı gereği kapanarak güneşten fazla yararlanamayan, sürekli ofiste çalışanlarda veya esmer tenli kimselerde D vitamin eksikliği kaçınılmazdır. Güneş ülkesi olduğumuz halde Kadınlarda daha fazla olmak üzere, Türkiye’de nüfusun yarısından çoğunda D vitamini eksikliği olduğu bilinmektedir. Sağlıklı kişilerde çok basit bir testler D vitamini düzeylerini ölçtürerek eksik veya fazla olduğunu öğrenebilirler. güneşten Doktorunuza danıştıktan sonra, günde bir çay kaşığı toz tarçın ile, eğer vücudunuzda yeterli D vitamini eksikliği var ise bir miktar yağlı yiyecekle birlikte alınan D vitamini şeker düzeyinizin normale dönmesinde yardımcı olacaktır.
D vitamini diyabet riski olan insanlarda diabeti önleme açısından da çok önemli bir vitamindir. D vitamininin yararları saymakla bitmez, ancak burada obeziteyi engellediği, yaşlılık romatizmasına, yaşlılıktaki görme kayıplarına, halk dilindeki kemik erimesine (kemiklerin süngerleşmesi veya yumuşak kemikler (osteomalacia) ile kemik kırılganlığına (osteoporosis) iyi geldiği bilinmektedir.
D vitaminin D1’den D5’e kadar 5 cinsi olmasına rağmen en çok eksikliği duyulan D2 (ergocalciferol) ve D3 (cholecalciferol). formlarıdır. Vitamin D3 eksikliğinde ince bağırsaklardan kalsiyum ve fosfor emilemez. Böbrekler vücudun kalsiyum dengesini sağlamak üzere kalsiyumu geri kazanamaz. Bir yaradan düşünün ki; içimizdeki rahatsızlığı bize bildirmesin. Bu mümkün mü? Tabi tercüman iyi olmalıdır… Aslında bilen için vücudumuz bir hekim gibi bizi uyarır ve der ki; sizde D3 vitamini eksik. Peki, vücut bunu nasıl der? Kemiklerimiz kalsiyum ve fosfor alamaz ve her iki mineral maddeden de faydalanma düzeyimiz düşük kalırsa, vücudumuz KASLARIN KASILMAYA BAŞLAMASI (hipokalsiyum)-kas kasılması (hypocalcemic tetany), sinirsel reflekslerde aşırı aktiflik (overactive neurological reflexes), el ve ayaklarda ve gırtlakta, ses kanallarında kasılma voice box (larynx) (spasm) ve kramp girmesi,
birden çok organ sistemimizde rahatsızlıkların başlaması ile ifade eder. Veya organ sistemlerimizin düzeninin bozulması durumunda biz de bunu bir cümle ile anlatırız. “Halsizlik var üstümde” veya “her tarafım dökülüyor, pelte gibiyim” deriz. İşte vücut dili budur. İyi doktor vücut dilini de iyi bilir. Aldırmazsak, kırmızı ışık yanmaya devam eder… Bakarız ki; kemiklerimiz erimeye, gözlerimizde görüntü bulanıklığı ve kilo alma başlamıştır.
Unutmayalım ki; bir şeye zamanında önem verirseniz o sizin için ileride önemsiz olur.
Vücudumuzdaki hücreler arasında bir biyo-elektronik haberleşme sistemi vardır. Yani her hücre istediği hücre ile anında haberleşerek yaşamına yön verir ve bir hücrenin başına gelen bir olaydan tüm hücreler payına düşen kadar haberdar olur. Vücutta D vitamini eksik olursa işte bu haberleşme sistemi felce uğrar ve bir hücrenin durumundan diğer hücreler haberdar olmadığından sistem “körler sağırlar, birbirini ağırlar’ misali ağır aksak yürür. Bu da bir hastalığın surat le ilerlemesine neden olur.
Vitamin D2 omurgasız canlılar, mantarlar ve bitkiler tarafından üretilir; bize hazır gelir. Bu vitamin vücudumuza giren ultraviole ışınlarını emerek tesirsiz hale getirir. Ultraviole ışınları vücudumuzdaki DNA, RNA ve Protein yapılarını bozarak kansere neden olur.
D vitaminin vücut tarafından emilmesini bazı durumlar engeller bunlara örnek olarak:
- Sistik fibröz (doku yumruları) (cystic fibrosis)
- Geçirilen mide pay-pass ameliyatları,
- Yağsız bir yiyecekle alınması,
- Yeteri kadar güneş ışığı alınamaması durumunda, vitamin D’nin aktif olamadan kolesterole dönüşmesi,
- Kilolu kişilerde (BMI 30 dan büyük olanlarda) yağ dokusunun D vitaminini emmesi dolayısıyla güneş ışını alsalar dahi yeterli D vitamini üretememeleri,
- Chrone hastalığı ile çölyak Hastalığı geçirenlerde,
- Kronik böbrek, hiperparatroid, kronik doku kistleri oluşumu ve bazı lenfoma rahatsızlıkları ile ve karaciğer rahatsızlıkları olanlarda,
- Kilo sorunları için mide ameliyatları geçirenlerde,
- 65 yaş ve üzeri yaşlılarda yaşlılıktan dolayı,
- Mantar ilaçları (antifungal medications), spazm ilaçları (anticonvulsants), glucocorticoidler, and AIDS/HIV ilaçları D vitaminin parçalanmasına sebep olduklarından dolayı.
Kandaki D vitamini (25(OH)D) düzeyi:
12 ng/mL altında ise çok düşük,
12-20 ng/mL arasında ise düşük,
20-50 ng/mL ise uygun,
50 ng/mL ise yüksektir.
Genel bir kural olarak kandaki her bir 1 ng/mL D vitamini eksikliğini telefi etmek için ilaveten günde 100 IU vitamin D almanız gerekir.
Obez olan kişilerle, aldıkları ilaçlardan dolayı D vitamini emiliminde sorun yaşayan kişilerin günde en az 6,000-10,000 IU D vitamini almaları ve bunu günlük 3,000-6,000IU dozlarla idame ettirmeleri gerekebilir. D vitaminin bünye tarafından emilimini arttırmak için gün içinde alınan en büyük (yağlı) öğün ile birlikte alınması uygun olur.
Hücreler birbirlerini bir fotokopi makinesi nasıl çalışırsa işte öyle kopyalar; ancak her kopya orijinalinden değil de, en son kopyadan üretilir. D2 vitamini eksikliği ile ultraviole ışınlarını tutacak bir duvar kalmaz. Bu ışınlar benzetmek gerekirse önce mürekkebin kalitesini hızla bozar, her çıkan kopya daha kalitesiz olur; zaman geçtikçe, bir bakarsınız ki, makine kopya yapmıyor veya kağıt bembeyaz çıkıyor. Veya Fotokopi makinesini de bozar. Bu durumda organ sistemleriniz metastas (kanserin diğer organ sistemlerini etkilemesi) yapmıştır. Artık mürekkeplik durum kalmamıştır; yeniden mürekkep koysanız da bir şeye yaramaz. Ne yazık ki; fotokopi makinesini değiştirecek teknoloji henüz yok… Hayat tarzınızdaki bu süreci hızlandıracak başka şeyler de üzerine eklenirse, Allah korusun; doktor yakınlarınıza “Üzgünüm ama Kanser kesin” diyebilir….
Vitamin D3 deri altında ancak güneş ışığı ile sentezlenerek vücudumuza girer. Bu sebeple mutlaka belli bir süre günde 20 dakikadan az olmamak kaydıyla toplam olarak güneş ışığı ile temasta olmamız gerekmektedir.
6 günlük güneş teması, 49 günlük C vitamini depolamanızı sağlar.
ABD Sağlık Bakanlığı Vitamin D’nin (özellikle D3 ve sonra D2) kemik, gelişimi, şekillenmesi, tamiri, normal kalsiyum emilimi ve bağışıklık sistemimizin iyileştirilmesi için alınmasını tavsiye etmektedir.
Yüksek vitamin D düzeyinin kolon kanserini önlemede etkili olduğunu gösteren, bazen çelişse de, ciddi bilimsel öngörüler vardır.
Vitamin D bağışıklık sisteminin güçlendirmesi açısından soğuk algınlıklarında C vitamini ile birlikte ilk akla gelen vitamindir.
MS diye bilinen doku veya organın hastalık derecesinde sertleşmesinde (multiple sclerosis) aşırı derecedeki güneş ışınlarının etkisinin çok yüksek olduğuna dair ciddi kanıtlar vardır. Vitamin D, özellikle çok güneş alan kimselerin MS hastalığına yakalanma riskini azaltır.
Vitamin D, beynimizin idrak, kavrama (cogitive function) kabiliyetini iyileştirir. Eksikliğinde bir şeyleri geç anlamaya başlarız. “Ne desen kafama girmiyor” gibi.
Vitamin D, sağlıklı bir vücut ölçüsü için elzemdir. Yağ hücrelerinin aşırı miktarda D vitamini çekmesi dolayıyla balık etli ve ötesi hanımlarda genellikle D vitamini eksikliği görülmektedir.
Harward Üniversite’si araştırmalarına göre; Astım ataklarının şiddetinin ve tekrarının önlenmesinde çok faydalıdır.
Vitamin D, Eklem romatizması gelişme riskini azaltır.
Vitamin D bunlarla beraber aşağıdaki rahatsızlıklar için de çok yararlıdır:
- Güneş lekelerinin önlenmesinde
- Amerikan Kanser Tedavi Merkezi araştırmasına göre kanserin tedavisinde,
- Veremin önlenmesinde,
- Kalp krizi riskinin önlenmesinde,
- Genetik rahatsızlıkların önlenmesinde
- Dengeli bir şekilde kilo vermede,
- Raşitizm hastalığının (çarpık bacak) önlenmesinde.
- Emziren kadınlarda yüksek D vitamini, bunların MS hastalığına yakalanma riskini düşürür.
- Prostat kanseri riskini ciddi oranda düşürür.
- Bunama riskini düşürür, eksikliği halinde yaşlıların bunama riski iki kat artar.
- Eksik olması durumunda kadınların tüp bebek yöntemiyle döllenmesinde hamilelik ihtimalini iki kat azaltır.
- Eksik olması durumunda erkeklerde testeseron hormonu üretimi azalır ve geç boşalma, boşalamama veya iktidarsızlık söz konusu olabilir. Bu durum birkaç yıl sonra kalp rahatsızlıkları şeklinde ilerler. Kaynaklar: European Journal of Endocrinology ve Hormone and Metabolic Research.
13 Akciğer fonksiyonlarını iyileştirir. KOAH hastalığında ve bronşitte faydalıdır.
- Yüksek tansiyon, yüksek kollestrol, depresyon ve Kron (Chron) hastalığına iyi gelir.
15.Kemiklerde görülen ağrılar (osteomalacia), hiperparatroid (hyperparathyroidism) hastalarında görülen kemik dokusu kayıplarına iyi gelir.
16.Böbrek rahatsızlıklarında görülen kemik kayıplarının önlenmesine yarar.
17.Diş ve diş eti rahatsızlıklarının giderilmesinde, diş minesindeki çukurlukların önlenmesinde kullanılır.
18.Adet öncesi sendromların (Premenstrual syndrome) tedavisinde yararlıdır.
- Vitiligo, scleroderma, sedef (psoriasis), deride oluşan keratin birikimlerinde (actinic/solar keratosis), and deri veremi (lupus vulgaris) gibi rahatsızlıklarda yararları gözlenmektedir.
Selüloitlerin tedavisinde,
22.sırt ağrılarında,
- Depresif durumlarda,
Depresif durumlarda,
Cilt sorunlarının giderilmesinde,
Yaşlılarda düşme sorunlarında dengenin sağlanmasına yardımcı olarak,
Haftada iki defa 15 dakika veya 3 defa 5-10 dakikalık güneşlenmek , haftalık D vitaminin vücutta yapılması açısından yeterlidir. Eğer bunu yapamıyorsanız yetişkinler için günlük 1000 IU D3 (cholecalciferol) draje almak yeterlidir. Esmer tenliler beyaz tenlilere göre günlük ihtiyaçları için biraz daha fazla güneşte kalmaları gerekir. Sabah erken veya akşam geç saatlerde ve kışın güneşin etkisi azalacağından zamanı uzatmak gerekir.
Güneş altında sırtımız pembeleştiği zaman günlük ihtiyacımızın 1,5-4 katı civarında D vitamini vücudumuzda üretilmiş olur.
Yaşlar itibariyle bu aşağıdaki şekilde düzenlenebilir:
1-70 yaş arası günlük: 600 IU veya 15 mikrogram.
71 ve üstü günlük 800 IU veya 20 mikrogram.
Hamile veya emziren anneler için günlük 600 IU veya 15 mikrogram.
Vitamin D alımı doktor tavsiyesi altında yapılmalıdır. İlaç etkileşimleri ve özel durumlar önemlidir. Ancak her durumda bebekler ve çocukların 2000 IU, yetişkinlerin de 10.000 IU günlük dozu aşmamaları genel olarak kabul görmüş dozlardır.
Vücut için güneşte sentezlenen D3 vitamini, güneşte sentezlenmeyen D2 vitamininden daha yararlıdır. Eczanelerde satılan D vitamini genellikle D2’ vitaminidir. Doktorunuz reçete size reçete yaparken, yazılan vitamin cinsini ve nedenini ona sormanızda yarar vardır.
Vitamin D draje almanıza rağmen kanınızda yeteri kadar yükselmiyorsa, maximum dozu geçmeyecek kadar dozu yükseltin ve daha çok güneş ışığından yararlanın, vitamini içmek yerine dil altında eritin veya sıvı formlarından ağzınızda bir müddet tutarak kullanın.
D vitaminini aç veya tok karnına ve akşam saat 20.00’yi geçmemek üzere günün her saatinde alabilirsiniz.
Have you ever considered about adding a little bit more than just your articles?
I mean, what you say is fundamental and all. But think of if you added some great visuals or video
clips to give your posts more, “pop”! Your content is excellent
but with images and videos, this site could certainly
be one of the most beneficial in its field. Wonderful blog!
I thank you very much for your nice and helpful remarks. I will do my best in this regard.
Thank you very much for your nice recommendations. Sure I will take care of.