HEM GÜLDÜREN HEM DÜŞÜNDÜREN HİKMET DOLU SÖZLER- WORDS OF WISDOM

Yaşam…

 

Yaşam aldığımız nefes sayısı ile değil… Nefesimizi kesen anların saysı ile ölçülür…

İnsan olmak için…

 Mayıs böceği daima pislik taşır durur. Bu yüzden de gül suyundan bayılır. Onun ilacı yine pis kokulu şeylerdir. Çünkü ona alışmıştır, onunla bir bütün olmuştur. Nasîhatçiler de, kasvetli kişiyi, kendisine bir kapı açılması, iyileşmesi ve şifa bulması için hikmetli güzel sözlerle, amberle, gülsuyu ile tedavî etmek isterler. Kime öğüdün güzel kokusu fayda vermezse, muhakkak o, kötü kokulara alışmıştır. Sen de nurdan, öğütten, iyilik ve güzellikten nasîbini al! .. Burnunu pisliğe sokma da, mayıs böceği olma! …’ Mevlana-(Beyit: 278-281)

 

Sen ne dedikoduyu ne baska seyleri dinle …. Söyliyenler söylesin ama sen öyle yaşa ki kimse onlara inanmasin…

 

Aşk senin bakısında saklı…

 

Aşk senin bakısında saklı.. Sen güzel bakarsan güzel görürsün… Güzel görürsen güzel hissedersin… sonra insanları, hayvanları, bitkileri ve bütün evreni sevmeye baslarsın…

Her rüzgarda…

 

Her rüzgarda otlar gibi eğilip bükülürsen, dağlar kadar olsan bile, bir ota değmezsin… -Mevlana

Tecrübe…

 

Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır, zaman insanları değil armutları olgunlaştırır. -Peyami Safa

 

Her rüzgar savuracak bir toz bulur… Her hayat yaşanacak bir can bulur… Her umut gerçekleşecek bir düş bulur… Bulunmayacak tek şey senin benzerindir…

 

 

AŞK üzerine…

 

İranlı şair demiş ki…;’Aşka uçma kanatların yanar…’ Mevlana demiş ki… ‘AŞKA UÇMAZSAN KANATLARIN NEYE YARAR’…..

 

 

Bir Hint masalına göre…

 

Kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır . Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür . Ve der ki: ‘Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem___ Demekki Neymiş…CESARETİN BİTTİĞİ YERDE ESARET BAŞLARMIŞ…

 

 

Sanma ki…

 

SANMAKİ DERT SADECE SENDE VAR..SENDEKİ DERDİ NİMET SAYANLAR DA VAR..demek ki neymiş : derdimi dinledim, derdimden iğrendim… onun derdini gördüm, derdime imrendim…. Ömür Dediğin Üç Gündür, Dün Geldi Geçti, Yarın Meçhuldür, O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür, O Da Bugündür…

 

İrade…

 

Allah, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır… Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Allah’ı kullanırlar. – Giordano Bruno

 

İnsanları yargılamak hakkı…

 

Allah’ın bile insanlar hakkındaki hükmünü,ömürleri sona erdikten sonra verdiğine inanırken…Biz kim oluyoruz da insanları bir kaç kez görmek, iki-üç yazı okumak, birkaç dedikodu dinlemekle yargılama hakkına sahip olabiliyoruz.. -Dale Carnegie

 

Serçe ile Motorcu…

 

Serçenin biri bir bahargünü uçuyormuş. Bir anda farketmiş ki karşıdan motorsikletli bir adam geliyo. Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar… ama nafile…Serçe ‘çotaaank’ diye kaska çarpıp düşmüş. motorcu koşmuş serçenin yanına. Serçe baygın yatıyo.. kıyamamış, bırakamamış yolda; almış getirmiş eve. Eskiden kalma bi de kafesi var evde.. baygın serçeyi kafesin içine güzelce yerleştirmiş.. yanına da az biraz su, az biraz ekmek koymuş, vurmuş kafayı yatmış…. Bizim serçe bi müddet sonra ayılmaya başlamıs.. Daha tam seçemiyo ortalığı.. hafif bulanıklık var yani… Bi bakmıs ki parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde…Birden dank etmiş vaziyet: has…..tir lan motorcuyu öldürmüşüz …!

Affetmek…

 

Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır… Affedin ve unutun.. içinizde bir poset kokmus soğanı tasımayın.. o içinizde olduğu sürece kokusu sizi rahatsız edecek.. ve sürekli huzursuz olacaksınız….

 

İstikamet üzere olmak….

 

Rüzgarla yaprak dost oldular. Artık rüzgar savurmuyordu yaprağı. – “Söyle dostum, nereye istersen oraya götüreyim seni der Yaprak düşünür taşınır, aklına hiçbir şey gelmez. Tekrar sorar rüzgar: – Hadi söyle, seni istediğin yere taşıyayım yaprak kardeş. Tekrar düşünür yaprak, aklına yine bir şey gelmez… – Bilmiyorum rüzgar kardeş, aklıma hiçbir şey gelmiyor. Sen söyle? Der. Rüzgar: – Gideceğin yeri bilmedikten sonra rüzgar dostun olsa neye yararki, savrulur gidersin! der ve bildiği gibi eser tekrar. Yaprak ; yine savrulur ordan oraya. Üstelik bu sefer savuran dostudur…….

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.