DİŞCİ
Diş hekimi, dişçi koltuğunda oturan hastasına ;
– Bu diş çekimi için sizden iki misli daha ücret almak zorundayım hanımefendi.
– Neden, Doktor bey?
– O kadar yaygara yaptınız ki, bekleme odasındaki hastalarımdan ikisi çığlıklarınızı duyunca hemen kalkıp gittiler.
KADIN BEYNİ NEDEN UCUZ
Hastanın durumu çok ağır, yoğun bakımda yatıyor..
Tüm ailesi bekleme odasında doktorlardan haber bekliyor.
Halsiz ve umutsuz bakışlı bir doktor çıkıyor:
“Tek yaşam şanşı var oda beyin nakli.Böyle bir ameliyatı ilk olarak deneyeceğiz, tabii masraflar hastanın ailesine ait.” diyor.
Aile, şaşkın, yorgun, çaresiz…
Aralarından biri :
“Peki ama fiyat nedir?” diyor.
“Değişir” diyor cerrah.
“5000 dolar erkek beyni kullanırsak”
“200 dolar kadın beyni kullanırsak.”
Uzun bir sessizlik çöker. Beyler gülmemeye çalışırlar.
Hanımlarla göz göze gelmekten kaçarlar.
Ama aralarından biri merakını yenemez:
“Peki doktor bu fiyat farkının nedeni nedir?” diye sorar.
Cerrah gülümser:
“Eh tabi, Ömürleri boyunca erkekler kaslarını, kadınlar akıllarını kullanıyor. aynı arabalar gibi, kadın beyinleri ucuz oluyor akıllarını çok kullandıkları için. Kullanılmış akıl, kullanılmış beyin. Erkek beyni hiç kullanılmamış sıfır km araba gibi pahalı oluyor.”
BİR SAĞA BİR SOLA
Uykusuzluktan şikayet eden hasta doktora gider ve der:
-Geceleyin yatakta bir sağa, bir sola dönüyorum. Bir türlü uyuyamıyorum, doktor..
Doktor cevap verir:
-Tabii uyuyamazsınız. Durmadan bir sağa bir sola dönersem bende uyuyamam..
UNUTKANLIK
Adamın biri doktora gitmiş. Doktor muayeneye başlamadan önce sormuş:
-Şikayetiniz nedir?
Hasta:
-Unutkanlık…
-Belirtileri neler?
-Neyin belirtileri?
-Unutkanlık dediniz ya!
-Ne unutkanlığı?
NE TESADÜF
Avrupa da bir genç doğum kliniğine girip danışmaya başvurdu:
– 48 numaralı odada
yatan genç kızla görüşmek
istiyorum.
Nöbetçi hemşire sordu:
-Hay hay! Siz nesi oluyorsunuz hastanın?
-Ben mi? Ben, erkek kardeşi…
Bu sırada hemşirenin yanında duran hanım hemen atıldı:
– Öyle mi? Çok memnun oldum tanıştığımıza. Ben
de annesiyim…
MAAŞINDAN KESERİZ
Dalgınlığıyla ünlü profesörün karısı, akşam eve gelen kocasına:
“Başımıza geleni hiç sorma,” dedi ve ekledi. “Hizmetçi kız bugün düştü, kolunu kırdı.”
Her zaman ki dalgınlığı içindeki profesör başını salladı:
“Üzülme! Dikkatsiz kız işte. Her gün bir şey kırıyor. Keseriz maaşından kırdığının parasını…”
BAŞARILI RESSAM
Ressam galeri sahibine sergide resimlerinin ilgi görüp görmediğini sordu. Galeri sahibi şöyle cevapladı:
– Sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haber şu: Bir beyefendi senin resimleri inceledi ve sen öldükten sonra bu resimlerin kıymetlenip kıymetlenmeyeceğini sordu. Ben de evet dedim. Bunun üzerine 15 resmin tamamını satın aldı.
-Harika!, diye bağırdı ressam:
-Peki kötü haber ne?
– Adam senin doktorundu…
BİR İYİ BİR KÖTÜ HABER
Doktorun biri hastasının yanına gelir ve konuşmaya başlar:
– Size bir iyi, bir de kötü haberim var. Önce kötü haberi söyleyeyim isterseniz. Hmm, maalesef yanlış bacağınızı kesmişiz. Çok üzgünüz.
Ama iyi habere çok sevineceksiniz! Öteki bacağınız iyileşiyor:)
ŞANSI VAR
Bir gün bir köyde cenaze omuzlarda giderken, cenazeyi taşıyanlar tabutu yere düşürür ve tabut yokuş aşağı tarladan yuvarlanmaya başlar ve dereye düşer.
Derenin aşağısında bombayla balık avlayan adamlar “Acaba adamı biz mi öldürdük?” diye korkudan adamı askeriyenin tel örgülerine asarlar.
Askeriyenin içinde bir asker ölü adamı düşman sanıp yaylım ateşine tutar ve sonra adam hastaneye kaldırılır.
Hemen ameliyata alırlar. Ameliyat tam 6 saat sürer. Ameliyattan çıkan doktor şöyle der:
“Ameliyat uzun sürdü ama yaşama şansı var”
GENÇ OPERATÖR
Çiçeği burnunda operatör, ilk ameliyatını yapacaktı. Çok heyecanlıydı. Hocası tembihliyordu.
-İyi olacak. Buna inan! Kendine güvenini kaybetme. Ancak dikkat et, öbür elini de kesme.
DALGA
Adam doktora gider ve sorar:
– Doktor bey iş yerimde benimle maymun diye dalga geçiyorlar
+ Hangi dalda iş yapıyorsunuz ?
– Dal mı? Siz yapmayın bari…
HASTAYI KAYBETTİK
Doktor bey hastamızın durumu nasıl?
-Çok üzgünüz kaybettik…
-Olamaz öldü mü?
-Yok ya kaybettik yerinde yok, çaldırsanıza bi nerde bu salak 🙂
YAŞAMANIZ GEREK
Komedyen Eddie Cortar’a,
-Hastalanınca ne yapmak gerekir? diye sorulduğunda:
-Mutlaka doktora gidin demiş. Zira doktorun yaşaması gerek.Verdiği ilacı da alın, çünkü eczacının de yaşaması gerek. Fakat ilaçları sakın içmeye kalkmayın, zira sizinde yaşamanız gerek.
UMUTSUZ VAKA
Ameliyattan önce hasta doktoruna sorar:
“Ameliyatın başarılı geçme şansı ne kadar, Doktor bey?”
“Şey…” der Doktor.
“Şayet sizi kurtarırsam dünyaca ünlü bir operatör olacağım.”
LATINCESİ YOKMU
Hasta, doktora derdini anlattı ;
– Sabahları bir türlü yataktan kalkamıyorum. Canım hiç çalışmak istemiyor.
– Şikayetiniz bunlar mı?
– Evet.
– Bunun adı, tembellik.
– Biliyorum, doktor. Ama patronuma hastayım demek için bunun Latince bir adı yok mu?
ON LİRA DAHA
Müşteri, eczaneden ağrı dindirici bir ilaç alır. Dışarıya çıkar çıkmaz hapı yutar. Biraz sonra arkasından eczacı koşa koşa gelir:
-Beyefendi biraz önce size verdiğim ilaç zehirmiş.
-Ne! Eee peki ne olacak şimdi?
-On lira daha fazla vereceksiniz…
GÖZLÜK
Adam nefes nefese içeri girer:
-Doktor bey midemde şiddetli ağrılar baş gösterdi. Geceleri kıvranıyorum.Ne yapayım acaba?
-Hafif yemekleri tercih edin. Daha az sigara için. Birde gözünüze gözlük takın.
-Ama doktor bey, mide ile gözlüğün ne ilişkisi var?
-Şu ilişkisi var.Doktor alt katta bulunuyor. Bense avukatım.
TECRÜBE KONUŞUYOR
Ameliyathanede hasta uzanmış, heyecanlı ve gergin bir biçimde narkozun verilmesini beklerken cerrah içeri gelir:
-Emine teyze, korkuyor musun?
+Evet evladım.
-Kaçıncı ameliyat bu senin? (hastanın yaşı 70 civarı)
+Üç
-Oo, hiç korkma teyzecim, benden tecrübeliymişsin sen, benim bu ilk olacak daha.
REÇETE YERİNE
Kadının biri, eczaneye dalar ve bir şişe arsenik ister.
Eczacı, kadına arsenikle ne yapacağını sorar.
Kadın:
-Kocamı öldüreceğim! diye cevap verir.
Eczacı:
-Kusura bakmayın ama size bu sebeple arsenik satmam olanaksız, der.
Kadın:
-Ama kocam’ın reçetesi var bunun için der
Eczacı:
-Görebilir miyim der
Bunun üzerine kadın, çantasına uzanır ve içinden kendi kocasıyla eczacının karısının birlikte çekilmiş fotoğrafını çıkarır.
Eczacı fotoğrafa bakar:
-Reçeteniz olduğunu neden daha önce söylemediniz! der.
UYKU HAPI
Doktorun biri, yıllardır ilgilendiği ve sevdiği bir hastasının yanında uyku hapları taşıdığını görmüş ve onu uyarmak istemiş:
-“Haluk Bey, kullandığınız uyku haplarını gördüm, zaman zaman ihtiyacınız olabilir ama ben sizi uyarayım; o haplar çok etkilidir ve bağımlılık yaparlar.” Hasta bunun üzerine ukala ukala gülümsemiş:
-“Yok doktorcum, sen yanlış biliyorsun. 17 senedir bu ilacı kullanırım, bağımlılık filan yaptığını görmedim!”
SAĞIR EŞ
Adam doktora gider :
-Doktor bey, galiba karımda işitme kaybı başladı. Ne yapabiliriz? Doktor :
-Eve gittiğiniz zaman, karınızın arkasında, biraz uzakta durun. Normal bir sesle ona bir soru sorun. Eğer sizi duymazsa biraz daha yaklaşın ve sorunuzu tekrarlayın. Hangi mesafede duyduğunu tesbit edelim, ona göre bir tedavi uygularız. Adam eve döner. Karısı mutfakta yemekle uğraşmaktadır. Adam mutfağın kapısında durur ve normal bir sesle :
– Hayatım, ne yiyoruz bu akşam? diye sorar. Karısı cevap vermez. Adam bir iki adım atar ve bir kez daha sorar :
– Hayatım, ne yiyoruz bu akşam? Karısı yine cevap vermez. Adam kadının dibine kadar gelir ve tekrarlar:
– Hayatım, ne yiyoruz bu akşam? Karısı öfkeyle dönerek cevap verir :
– Üçtür köfte diyorum ya !!
KIZAMIĞIN BULAŞMA GÜCÜ
Bey, telefonu açıp seslendi :
-Alo…Doktor Bey, bizim oğlan kızamık.
-Biliyorum, dedi doktor, dün sizin eve girip gerekli şeyleri söyledim,
kendisini kimseyle temas ettirmeyin ve..
-Ama doktor bey, oğlan hizmetçiyi öpmüş bir kere…
-Ya bu fena işte…Öyleyse hizmetçiyi de karantinaya almalı.
-Doktor bey, bir şey daha var, sonra hizmetçiyi bende öptüm…
-O… İşler çatallaştı, hastalık herhalde size de bulaşmış olmalı.
-Ya..sonra ben karımı öptüm…ve doktor korkarak:
-Ne diyorsun be? Öyleyse ben de kızamık olacağım demek…
ELEKTRİK SÜPÜRGESİ
Güney Afrika’da bir hastanede her cuma, 321 nolu odadaki hastalar ölüyormuş.
Hastane yetkilileri araştırmışlar fakat bir türlü bu esrarengiz ölümlerin sebebini bulamamışlar.
Daha sonra devreye polisler, ajanlar girmiş. Fakat yine bulunamamış ölümlerin sebebi. En son çare olarak 321 nolu yoğun bakım odasına gizli kamera koymuşlar ve görmüşler ki her cuma temizlik için odaya gelen kadın yoğun bakımdaki hastanın fişini çekip elektrikli süpürgenin fişini takıyormuş.
VESİKALIKLA MUAYENE
Babasıyla birlikte hastaneye giden çocuk sıra bekledikten sonra doktorun muayene odasına girmiş.
Doktor;
– Hasta kim?
Baba;
– İşte çocuğumdur doktor bey, der.
Doktor çocuğu alıp suratına 2-3 dk hiç muayene etmeden baktıktan sonra ilaçlarını yazmaya başlamış.
Baba da hemen atılıp demiş ki;
– Ulan doktor bey bir daha kine çocuğun vesikalık fotoğrafını getireyim ona bakarak muayene edersiniz, demiş!.
KULAKLARINI YAKAN HASTA
Doktor kulaklarını yakmış hastasına soruyordu:
– “Hayret nasıl yaktınız kulaklarınızı?”
– “Ütü yaparken telefon çaldı.Sonra tam kapattım,bir daha çaldı.”…
ELDIVENLER KAÇ KURUŞ Kİ:)
Doktor ameliyat ettiği hastanın odasına heyecanla gelip;
– “ Özür dilerim, ama sanırım ameliyat eldivenlerimi içinizde unutmuşum, korkarım tekrar açmak zorundayız “ demiş,
Hasta büyük bir rahatlıkla;
-“ Aman doktor kaç kuruşluk şey onlar? Ben neyse bir çift alır size veririm, boşuna telaşlanmayalım… Lütfen..!” diye cevaplamış.
24 SAAT
Sonunda o meşum gün gelir çatar. Doktor hastasına o güne değin yapılan tahlillerin Sonuçlarını açıklayacaktır. “Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var,” der doktor. “Önce kötü haberi vereyim. Test sonuçlarına göre 24 saatlik ömrünüz kalmış.” Adam yıkılır. “Hayır olamaz. Buna inanamıyorum… Fakat, fakat bundan daha kötü nasıl bir haber olabilir?” Doktorun yanıtı kısa olur: “Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum”
10, 9, 8, 7
Adamın biri doktora gitmiş.Doktor muayene etmiş ve bizimki sormuş:
-“Ne oldu doktor bey? Ne kadar ömrüm kaldı?” Doktor cevaplamış:
-“10”
Bizimki de :
-“Ne 10’u doktor bey, gün mü, ay mı sene mi?” Doktor:
-“9, 8, 7, 6….”
KAYSERİLİ DOKTOR VE HASTASI
Kayserili doktor, muayenehaneye ilk kez gelen hastadan 50 bin, sonraki muayenelerde 30 bin lira aliyordu. Bunu öğrenen bir başka ayserili, muayeneye ilk gidişinde:
– İşte yine geldim doktor bey dedi.
Doktor soyunmasıni söyledi. Muayene etti, ücretini aldı:
– Sağlığınız düzeliyor. Aynı ilaçları kullanmaya devam edin!
BİLYE
Doktorun karşısına iki küçük çocuk gelmiş. Birisi:
-Bir bilye yuttum. Onu çıkarmanızı istiyorum.
Doktor öteki çocuğa sordu:
-Ya sen ne istiyorsun?
-Onun yuttuğu bilye benim de, almaya geldim…
GARANTI
nestezi sırasında hasta, doktora dönerek sorar:
– Yalnız gidiş için mi, yoksa gidiş-dönüş mü doktor?
GÖZ DOKTORU
Göz Doktoru:
– Şu tablodaki harfleri okur musunuz?..
Cafer:
– Siz bana okur musunuz?.. Benim gözlerim bozuk da..
ÖKSÜREMİYORUM Kİ
Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktorda adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demişki:
Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel. Adam bir hafta sonra gelince doktor:
Öksürüğün nasıl oldu deyince, adamda: Cesaret edipte öksüremiyorum ki,demiş
RÖNTGENLE RÖTUŞ
“Temel çok iyi bir doktordur” demiş Cemal..
“Nereden biliyorsun” demişler.
“Geçen yıl cok pahalı bir ameliyat olmam gerekiyordu, param yoktu, rontgende rötuş yaptı.”
PARMAĞI KIRIK
Temel doktora gitmiş;
-Çok hastayım doktor, vücudumun neresine dokunsam berbat canım yanıyor!
Doktor Temeli bir güzel muayene ettikten sonra;
-Ben pek bir hastalık bulamadım.Vücudunuz gayet iyi durumda.Hatta “Sapasağlamsınız.”
Bunun üzerine Temel;
-Olur mu doktor bey!Nereme dokunsam acıdan ölüyorum! Diyerek parmağının ucuyla başına dokunmuş; -Of of of! Sonra göğsüne parmağını basmış;-Ay ay aay ! daha sonra beline ve bacağına; -vay vay vayyy! Parmağını neresine dokundursa acıyla irkiliyor feryat figan ediyormuş.
Doktor daha fazla dayanamayıp; – Ver bakalım şu elini ! diyerek Temel’in elini muayene ettiğinde birde ne görsün; “TEMEL’İN PARMAĞI KIRIK !”
TEŞKİLAT MÜKEMMEL
Amerika da bir asker, arkadaşı ile yolda giderken elindeki çakısı ile oynarken parmağını kesti.Az ötede bir dispanser vardı.
Asker ;
“- Ben şurada pansuman yaptırayım.” dedi.
İçeri girince karşısına iki kapı çıktı.
Birinde “Hastalıklar”, ötekinde ”Yaralar” yazılı idi.
“Yaralar” kapısından girdi.Yine önünde iki kapı.
Birinde “Kemik”, ötekinde “Yumuşak Doku” yazıyordu.
“Yumuşak Doku” kapısından girdi.Yine iki kapı.
Birinde “Önemli”, ötekinde “Önemsiz” yazıları vardı.
“Önemsiz” kapısından girince kendini sokakta buldu.
Dışarı çıkınca arkadaşı sordu ;
“- Nasıl, iyi baktılar mı?”
“- Hayır; ama teşkilat mükemmel!..”
YEMEKTEN ÖNCE Mİ SONRA MI
Anteplinin biri doktora gider. Kalbi ve kilolarıyla ilgili şikayetlerini iletir. Doktoru tavsiyelerde bulunur :
– Bundan sonra beyaz et salata türü yiyeceklere ağırlıklı beslen.
Hasta sorar :
– Doktora dediklerinizi yemekten önce mi sonra mı yiyeceğim.
ARTIK TAKMIYORUM
Adamın biri şidddetli ishal şikayetiyle Çapa Hastanesine başvurur. İşlemleri devam ederken karışan kağıtlar sonucunda adamı psikiyatri servisine havale ederler. Aradan 15 gün geçip taburcu olma günü gelince arkadaşı bizim adamı karşılamaya gelir.
-Nasıl oldu geçti mi ishal? der arkadaşı.
Bizimki ise :
-Hayır geçmedi ama artık takmıyorum.
ŞİŞEYİ EVDE BIRAKTIM
Doktor muayenede hastasına sordu:
-Sigara içiyor musunuz? Hasta:
-Elbette, dedi. Ve cebinden sigara paketini çıkararak ikram etti. Doktor reddetmedi, ikisi de sigaralarını yaktı. Doktor muayeneye devam etti:
-İçki içiyor musunuz?
-Aahh be doktorcuğum! İçerim, ama ne yazık ki şişeyi evde bıraktım.
BULMACA MERAKI
Doktor şaşırmıştı :
-Doğrusu gözlerinizdeki bozukluğu bir türlü anlayamadım. Tam 25 yıllık göz hekimi olduğum halde, böyle bir olayla ilk kez karşılaşıyorum. Gözlerinizin biri soldan sağa bakıyor, öteki yukarıdan aşağı…
-Şey, doktor…Ben biraz bulmaca meraklısıyımdır da…